Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son dönemde okuduğu kitapları, bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Meral Çiçeklidal’ı, kızı Nil Şeyma ile konuştuk.
Genelde nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Düzenli ve temiz bir ortamda yazar. Masa, oda, hatta ev tertemiz olmalı ve tütsü kokmalı. Sarı bezi elinden düşmez zaten annemin. Hemen hemen her hafta sonu ormana gider, orada da yazar genelde. İlginç anımız şöyleydi. Merak edip bir öyküsünü okumuştum. Öyküyü okuduğumu ama daha eğlenceli yazmasını söylediğim için bana küsmüştü. İnsan annesinin yazdıklarını sevmez mi hiç, diye söylenmişti birkaç gün.
Annenizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Okuyacağım kitapları o seçer. Benim aldıklarımı da genelde okur, sonra bana okutur. Minik minik şiirler yazıyorum, onları ilk annem okur. Harika şiirler olduğunu söyleyip durur. Benimle çok gururlanır, öyle der.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir / öneri alır?
Yaşımdan ötürü bana okutmuyor ama ne yazdığını anlatıyor. Öykü için birkaç başlık sayıyor, birini seçiyorum.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Tütsü yakar. Kahve yapar içmeyi unutur, kahvesi buz gibi olunca bir daha kahve yapar, onu da unutur. Hep tek kaşı havada yazar. Bu bir ritüel mi, bilmiyorum.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Radclyffe Hall: Yalnızlık Kuyusu
Raymond Carver: Azgın Mevsimler.
edebiyathaber.net (17 Ekim 2024)