Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Merve Yakut’u, eşi Cem Mazlum ile konuştuk.
1) Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Mümkün olsa her kelimesini Paris’te yazardı. Godard Makinesi’nin büyük kısmını da orada yazdı. Paris’le çocukluğundan itibaren kurduğu güçlü bir bağ var. Ben de onun bu tutkusuna alıştım artık. İstanbul’da da genelde dışarıda, kafelerde yazar. Bu seçenekler mümkün değilse evimizde yazar, özellikle geceleri daha üretken oluyor. Oğlumuz Utku ailemize katıldığından beri evde yazması biraz güçleşti tabii. Annesinden ve benim annemden yardım alıyor.
Yazarken kimseyi yanında istemediği için özel bir anım yok. Merve odasında yazı yazarken ben de evde sessizce kendi işlerimle ilgileniyorum. Ama Mardin’de sabahleyin, bir otel odasında bana heyecanlı heyecanlı Godard Makinesi’nin konusunu anlatmasını unutamam.
2) Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
O benden çok daha fazla okuduğu için genelde o bana kitap önerir. Benim zevkimi bildiği için okudukları arasından bana uygun olanları tavsiye eder. Onun sayesinde edebiyat dünyasında neler olduğunu az çok öğreniyorum, bu hoşuma gidiyor. Edebiyatla ilgili tartışmalar da zevkli ve faydalı bir deneyim.
3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Roman fikirlerini önce benimle paylaşır. Onun fikirlerini dinlemek her zaman çok heyecanlı. Beni hep şaşırtmıştır. Benim yaptığım, kitap için öneride bulunmaktan çok, aklına gelen konular adeta bir proje gibi araştırma ve zaman isteyen konular olduğu için onu cesaretlendirmek ve destek olmak. Yaptığı araştırmalarda da ona yardım etmeye çalışıyorum.
4) Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Pencere önünde konumlanmış bir masada ve dolma kalemiyle yazar. Kahvesi yanından eksik olmaz. Evdeyse ortamın sessiz ve sakin olması önemlidir Merve için. Ayrıca dilbilgisine azami seviyede önem verir. Yazdığı metinlerin redaksiyona ihtiyacı yok denecek kadar azdır. Yazarken gösterdiği iş disiplinine ve konsantrasyona hayran kalmamak imkânsız. Bir cümle için bazen günlerce düşündüğünü biliyorum.
5) Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Bu soruya cevap verirsem bir sonraki romanının en azından arka planını açık etmiş olacağım. Kendisi şu an aynı Godard Makinesi’nde olduğu gibi yoğun bir araştırma sürecinde, okuduğu her şey ve izlediklerinin çoğu zihninde yeni romanın dünyasını yaratmak amacını taşıyor. Bu nedenle elinde son gördüğüm kitapların adını gizli tutacağım. Sadece beklenmedik ve çarpıcı bir hikâyenin yolda olduğunu söylemek istiyorum.
edebiyathaber.net (23 Ocak 2020)