Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Meryem Gültabak’ı, eşi Barış Dirikonuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Salonda, çalışma masasında yazar. Aslında bilgisayarı yanındaysa her yerde yazabilir. Anı değil de ilk başlarda her türlü gürültüde yazmasına şaşırırdım, şimdi alıştım. Tv sesi, yan apartmandan gelen tadilat, yanı başında dönen bir muhabbet… Bir barda bile yazabilme ihtimali bana hep ilginç gelmiştir.
Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Sevdiğimiz her şeyi paylaşırız aslında, yazı veya okuduklarımız da buna dahil. Edebiyatın farklı farklı türlerine meraklıydık başlarda, zamanla bu paylaşımlarla daha geniş bir ilgi alanımız oldu sanırım.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Yeni bir öykü, roman ya da senaryo için fikri olduğunda bana anlatır ve üzerine konuşuruz. Eleştiriye çok açıktır, mantıklı gelirse fikrini ona göre şekillendirir. Fakat mantıklı gelmediyse ya da yapmak istediğine ters bir şeyse kesin bir şekilde kendi fikrini takip eder. Yazma sürecinde pek konuşmayız. İlk bitmiş taslağı oluşturduğunda okutur ancak. Orada da sevdiğim ya da sevmediğim yerleri konuşuruz. Kurduğu imgeler, vermek istediği duygu okuyucuya geçiyor mu üzerine söylediklerimi bayaa didikler. Başka görüşler de aldıktan sonra son taslaklara doğru yol alır.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Erken yatıp erken kalkar. Sabah 6 da kalkıp haftanın 3 günü koşar, diğer günleri evde spor yapar. Sonrasında hemen masasına oturup yazmaya başlar. Yani Meryem’in ritüelleri yoktur sanırım, yıllardır oluşturup sadık kaldığı bir düzeni vardır.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Pınar Öğünç’ün “Şu Anda Burada Mıyız?” kitabını henüz bitirdi, çok sevdiğini biliyorum, Burcu Eken’in “Göbek Bağı”na yeni başlamış, önceki kitaplarını da seviyordu zaten, baş ucunda Kevin Wilson’ın “Paniğe Mahal Yok” u ve Gökcan Şahin’in “Enceladus Kıyameti”, çantasında da Harry Kressing’in “Aşçı”sı var. Zannederim son üçünü birlikte okuyor.
edebiyathaber.net (6 Haziran 2024)