Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Mikail Boz’u, eşi Yasemen Göksügür Boz ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Genelde çalışma odasında yazmayı tercih eder. Tabii ilham nerede gelir bilinmez o da ayrı mesele. Yazarken denk geldiğim ilginç anlardan biri tezini yazarken de kullandığı bir yöntem olan oyun oynayarak yazma şeklini gördüğüm zamandı. Bildiğiniz bilgisayar oyunu, bir ekranda oyun açık bir ekranda yazdığı sayfa. Ah bu çılgın yazarlar, ilhamın geliş yeri bir yana geliş şekli bile bir başka kendilerinde… Ee kolay değil hayal dünyasında gezinirken içinden en güzel gerçeksileri alıp kalemin ucundan dökmek.
Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Eşimin kitap okuma alışkanlığı gıpta edilesi bir düzeyde. Ben dikkat kesilme konusunda zayıf bir yapıdayım. Bu sebeple fazla kitap okuyamam. Ama hayatıma Mikail girdikten sonra birçok kitap hakkında fikir sahibi oldum. Mesela kitap sohbetlerimizde ondan öğrendiğim daha doğrusu bende farkındalık yarattığı konulardan biri hangi kitabı kaç yaşında okumamız gerektiğiydi. Hayatım boyunca buna dikkat etmek hiç aklıma gelmemişti. Hep gelişigüzel elime geçen kitabı okumaya çalışmıştım. Çok doğru bir tespitti bu. Bazı satırlar için büyümek ya da büyümemiz için bazı satırları okumamız gerekliydi. Yanlış zamanda doğru insanla karşılaşmak gibi.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Aslında bir öneri ya da fikri direkt benden talep etmedi. Zaten etmesi de bence garip olurdu. Çünkü bu onun dünyası, onun hayalleri, onun gerçekleri ve onun kalemi… Biz iş hayatında da birlikte çalışan bir çiftiz. İkimiz de akademisyeniz ve aynı bölümde çalışıyoruz. Bu kadar ortak ortam ve andan sonra benden ayrı bir dünyada gezinmesi ortaya çıkacak olan o güzel satırlar için en gerekli şey bence. Tabi şöyle de bir durum var belki de direkt bir fikir ve öneri almak yerine bazen bir bakışım, bazen bir cümlem, bazen içine girdiğim bir bunalım hali, bazen de bir kahkaham ona tatlı bir ilham oluyor olabilir. Ne dersiniz? Bülent Ortaçgil’in şarkında da dediği gibi “Olamaz mı olabilir”
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Kahve. Eminim evlenmeden önce kahvesine eşlik eden çok güzel ritüelleri vardı ama hayat onun yolunu, şu an hiç susmak istemeyen uzmanlık alanı sunuculuk olan bir eş (radyo sunucusu olunca iki kat çenemiz düşük) ve ardından kıpır kıpır yerinde duramayan bir tatlı minnoş bir kız evlat ile kesiştirdi. İşte bu andan itibaren yazarımızın tek ritüeli sevgi ile demlediği kahvesini soğutmadan odaya gidebileceği yolları aramak oldu. Hayat cilveli bakarsınız bir gün bu eş ve tatlı kızla ortak bir ritüel oluşturup kitaplara öyle ruh üfler yazarımız.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Mikail aynı anda birden fazla kitap okur. Basılı bir kitabı masasında durur bir bakarsın uzanmış onu okuyor, sonra çalışma bilgisayarında ayrı bir dijital kitaplığı vardır yemek sonrası orada okumalarını yapar, ardından uyku için yatağına uzanır açar telefonu kesin birkaç sayfa roman, öykü okur öyle uyur. Yani elinde tek bir kitap görmek zor. Basılı anlamda en son elinde “Beden Kayıt Tutar” adlı kitap vardı.
edebiyathaber.net (28 Aralık 2023)