Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Nilüfer Kaya’yı, ablası Gülperi Aktaş’la konuştuk.
1) Yazılarını nerede oturup yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Çalışma odasında bilgisayarda yazıyor genelde, salonda da kitapları ve sanırım yazdığı defterleri olur. Yazmaya başladığı zamanlarda daha sinirli oluyor. Birebir yazarken pek denk gelmedim ama içe kapanık bir ruh hali olduğunu düşünüyorum yazma sürecinde. Yalnız kalmayı tercih ediyor.
2) Kardeşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Ben daha çok tarihsel arka planı olan romanlar okumayı seviyorum. Bu içeriğe sahip çok satan kitapları okuduğumda hoşlanmadığını fark ediyorum. Genelde kitaplar hakkında konuşmuyoruz ama sinema ve diziler hakkında konuşuyoruz. Çok zaman ayırdığını düşündüğüm için yazmaya olan tutkusunu anlayamadığım dönemler oldu. Vazgeçecek sanıyordum. Ama inatla her şeye rağmen devam etti. Çocuklar ve ev işleri konusunda destek olmaya çalışıyorum. Artık onu daha iyi anlıyorum. Son kitabını bana adadığında çok mutlu olmuştum.
3) Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Yakın çevresiyle paylaşmamayı tercih ediyor. Yakın arkadaşlarıyla paylaşıyor sanırım.
4)Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Her ortamda bir şekilde yazmayı başarıyor. Müzikle ilgili olabilir ritüelleri. Bir de kurşun kalem kullanarak yazıyor. Bu konuda çok şanslı olmasa da sessizlik ve sakinlik konsantrasyonunu artıyor.
5) Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Son okuduklarına salonda denk geliyorum. Masa ve sehpa kitap dolu oluyor genelde. Birkaç kitabı aynı anda okuyor. Yazar arkadaşlarının imza günlerinden sonra aldığı kitaplar genelde öykü oluyor. En son Martın Eden’e denk geldim. Roman olarak ona devam ediyor sanırım.
edebiyathaber.net (20 Haziran 2019)