Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Öznur Unat’ı, kızı Ilgaz Ela Şakrak ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Annem yazılarını genelde evde çalışma masasında yazar. Ama tatillerde de yazmayı çok sever. Bazen, tatilde geçirdiğimiz zamanlarda gördüğü şeylerden esinlenir. Geçen yaz Datça’da tekne turuna gitmiştik. Bunu bir hikâyesinde kullandı. Denize girdiğimiz yerin arkasındaki yoldan geçen balık satıcısının anonsu da hikâyenin içine girdi. İstanbul’da Kuzguncuk’ta bir kafeye sürekli gider ve orada yazar. Bir de kendi dükkânı Kalemevi’nde yazar.
Annenizle yazı/ okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Annemle okuduğum kitapları paylaşırım. Küçükken günlüğüme hikâyeler yazar anneme okurdum. Bazen bana ilginç gelen kitapları ona anlatırım. Bazen o da benimle bazı kitaplar paylaşır. Annem küçükken Heidi’yi çok severmiş. Bana gittiği yerlerden Heidi kitapları getirirdi. Arabada sesli kitap dinleriz. Kelime oyunu oynarız. Art arda kelime ekleyerek hikâye gibi akılda tutmaca oyunu.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Annem yazdığı şey biter bitmez hemen bize okumak ister. O sırada yanında kim varsa ona okur. Sonra da yazdıklarıyla ilgili fikirlerimizi sorar. Mesela bir cümlenin doğru yazılıp yazılmadığıyla ilgili ya da hangi şekilde daha güzel olduğuyla ilgili. Palaçinka’nın içinde çocukları konuşturduğu kısımlarda bana fikrimi sordu. Floyen Tepesi isimli öyküde erik satan bir kız çocuğu vardı. Sen o çocuğun yerinde olsan ne düşünürsün dedi. Abime de okur. Anlaşılır olmuş mu, öyküden ne anladın, sence ben bu öyküde ne anlatmak istedim diye sorar.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Sessiz ortamları sever. Bazen müzik açar. Sanki kendine bir şey yazdırıyormuş gibi sesli yazar. Çantasında hep defter kalem vardır. Sürekli bir şeyler yazar. Kulaklık takar ve dışarıdan gelen sesi duymaz. Evdeki kedimiz hep annemin yazı masasına çıkar. Annemin kitapları ve defterlerinin üzerine yatar. Annem onu hiç kaldırmaz. Önce kâğıtlara yazar, sonra bilgisayarına geçirir. Peçeteye bile yazdığını gördüm. Kitap okurken de hep yazarak okur. Kitaplarının her tarafı çizilidir. Yanlarında notları vardır. Ders çalışırken de yazarak çalışır. Sanırım annem yazarak anlıyor.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Annem aynı anda iki üç kitabı birden okur. Bunların bir kısmı öykü kitabıdır bir kısmı da ders kitabı. Çantasında da sürekli iki üç kitap taşır. Bu yüzden çantası çok ağırdır. Masasında şu an olan kitaplar, Hikâye Anlatıcısı, Romancının Romanı, Buruktur Gece. Çantasında da Çavdar Tarlasında Çocuklar, Küçük Yuvarlak Taşlar ve Yok Yolcu isimli kitaplar var.
edebiyathaber.net (8 Aralık 2022)