Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Sevim Çiçek’i, annesi Dilber Çiçek ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Ferah bir çalışma odası, odada da büyük beyaz bir masası var ama pek kullandığını görmedim, mutfaktaki küçük masayı tercih ediyor. Orada konsantre oluyormuş, ocağa, buzdolabına yakınmış. Bence asıl mesele sigara, maalesef yazarken sigara içiyor. Bir anne olarak çok üzülüyorum bu duruma. Geceleri yazar, herkesin uykuda olduğu saatlerde açar bilgisayarını. Böylece ne kadar sigara içtiğini de saklamış oluyor benden.
Kızınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Çok şey paylaşırız. Örneğin yazdıklarını ilkin bana okur, dikkatle dinlerim, gözaltından tepkilerimi, mimiklerimi izler ve bazı düzeltmeler yapar. Bir de Semih Gümüş Bey’in atölyesine devam ediyor ve hocasının görüş ve önerilerini çok önemsiyor. Her zaman minnetle bahseder Semih Bey’den. Okumam için kitaplar önerir, beğeneceğimi düşündüğü kitaplar hediye eder bana. Mesela Zavel Biberyan’ı, Ayfer Tunç’u, Murathan Mungan’ı ve daha birçok yazarı onun sayesinde tanıdım.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Esin kaynağım sensin, der bana, evet bazı öykülerinde anlattığım geçmiş zaman hikâyelerinin etkisi olabilir ama o çok iyi bir dinleyici ve gözlemcidir. Gerek sözlü tarihle çok yakından ilgilenmesi gerek işi gereği birçok yerde, çeşitli bölgelerde bulunması benim katkımdan çok da büyük ve etkili. Çok hayat tanımış, sayısız hikâye biriktirmiş, hayal gücü de devreye girince ilginç öyküler çıkıyor ortaya. Bazen hep kederli öyküler yazıyorsun diyorum, o da, önce zihnimde birikenleri bir boşaltayım, tüketeyim, sonrasına bakarız diyor.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Gece, sessizlik, birkaç bardak çay ve maalesef sigara.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Aynı anda birden çok kitap okur, ancak 14 Mart’ta kaybettiğimiz küçük oğlum Erkanımız’dan sonra kardeşinin şiirlerinin bir kısmını “Garip Bir Gece” isimli kitapta bir araya getirip Liman Yayınları’na gönderdikten sonra epey süre ne okudu ne yazabildi. En son Cars Davies’in Kuytu kitabını gördüm başucunda. Bir de tarihi bir roman yazmış, son birkaç gündür onu okuyor bana. Çok şaşırdım, gurur duydum. Tamam, tarih öğretmenisin, dedim, ama bunları üniversitede ya da piyasadaki kitaplardan öğrendiğini sanmıyorum. Orta Çağ İslam Tarihi’nin sancılı, pek bilinmeyen konuları üzerine epeyce kafa yorduğunu, çok sayıda kaynaktan yararlandığını, filmler izlediğini söyledi. Kadın kahramanların da olduğu birbiriyle bağlantılı üç kitaptan oluşan bu kitap çıktığında eminim birçok okur en az benim kadar şaşıracak, farkındalığı artacak ve bahse girerim ilgiyle okunacak, yeter ki bu ekonomik şartlarda basacak bir yayınevi çıksın. Bu vesileyle öncelikle size ve yanıtlarımı okuyacak herkese teşekkür ederim. Sağ olun, var olun.
edebiyathaber.net (21 Eylül 2023)