Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Vildan Çetin’i, yakın arkadaşı Çiğdem Toskay Yaşıbeyli ile konuştuk.
Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Vildan’ın üstün ve bir o kadar da gözetleneni rahatsız etmeyen usulcacık kendini yazara teslim ettiren bir gözlemleme yeteneği var. Buna en çok da Cihangir’de ikimizin buluşmayı pek sevdiğimiz café’de oturur, gündelik şeyler hakkında laflarken şahit olmuşumdur. Sığ bir muhabbetten bir anda okyanus derinliğinde bir konuya dalabilirsiniz onunla. Vildan farklı konu ve tarzlarda üreten bir yazar. Siyaset, ekonomi ve tarih de konuşursunuz, mimari yönelimleri ve vintage modayı da. Önce çevresini ve güncel olayları, siyaset, sanat ve edebiyat sahnesinde olup bitenleri film seyredercesine izledikten sonra evine çekilir. Her ne kadar dışarıdan bakıldığında eş ve dosta sonuna kadar açık, neşeli ve misafirperver bir ev olsa da, Vildan aslında sükûneti ile evinin huzur dolu ortamına sığınır. Salonundaki büyük kanepesinde sağında solunda beslendiği kitapları, yayınlar ve kaynaklarla aklının süzgecinden geçenleri klavyede dökmeye, şekillendirmeye başlar. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar bu yaratım süreci devam eder. Yoğun gözlemin ve okuduklarından damıttıklarının bir sonucu olarak romanlarındaki karakterleri ilmek ilmek dokuduğu üretme süreci Vildan için bir ihtiyaç, nefes alıp vermek gibi bir şey.Bana en ilginç gelen anılarımdan bir tanesi roman üçlemesi üzerine bir gün evinde oturup sohbet ederken, Osmanlıca kelimeler ve onların anlamları hakkında o anlatırken benim giderek artan şaşkınlığım olmuştu. Vildan’ın zamanında Osmanlıca öğrendiğini ilk defa o zaman öğrenmiştim. Araştırmacı, didikleyen, yarattığı karakterleri ve metni dantel gibi işleyen özenli bir yazardan söz ediyoruz.
Arkadaşınızla yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
İster bloğuna yazdığı gündelik yazılar, ister çeşitli düşünce ve edebiyat dergileri için ürettiği metinler olsun genellikle öncesinde birkaç yakın edebiyatçı dostu ve benimle paylaşır. Konunun ele alınış şekli, metnin ve karakterlerin yapısı kadar işlediği olay örgüsünün akışının vuruculuğu gibi konularda hassastır. Arkeolog olduğum için Vildan ile paylaştığım yazılar ya da okuma malzemesi genelde tarih, felsefe ve sanata yöneliktir. Doğum günümde hediye ettiği kitaplardan bir tanesi Dorrit Cohn’un Şeffaf Zihinler: Kurmaca Eserlerde Bilincin Sunumu’dur. Eğer her zaman ağır ve derin mevzularda boğulurken tasavvur ederseniz çok yanılırsınız tabii! Özellikle bloğunda tutturduğu üslubu diğer yazılarından farklıdır. Özeleştiri yapmaktan çekinmez ve kendini tiye alır. Olumsuz olaylar karşısında dahi bu naif halini bırakmaz. Televizyon ve sosyal medya kanallarında yayınlanan çizgi filmleri ve çocuklar için ürettiği işlere bakarsanız gerektiğinde ne kadar eğlenceli de olabileceğinin ipuçlarını görürsünüz.
Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Cümlelerin yapısının tüm metin içindeki akışkanlığa uyumu, karakterlerinin özgünlüğü, diğer karakterlerle iletişimi ve genel olarak yazının bütünlüğü hakkında fikir alır. Eleştiri ve önerilere açıktır, ancak en nihayetinde yaratıcı yazar Vildan’dır. Tartar, düşünür, eğip büker ve metni son haline kavuşturur. Ondan sonrası artık biz okurlara kalır.
Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Vildan yazı yazarak hayatını kazanıyor. Reklam yazarı kökenli bir yaratıcı yönetmen. Günün her saati muhakkak yazması gereken bir işi oluyor. Dolayısı ile üretmek için bir yazma ritüeline gereksinimi olduğunu sanmıyorum. Ancak roman yazarken uzun süreler evinde yalnız olmayı ve sessizliği tercih ettiğini de biliyorum. Bu sessizliğe eşlikçi genelde Chopin gibi virtüözlerin nocturne tarzı piyano eserleri veya Can Çankaya, Çağrı Sertel gibi Türk cazcılar olur.
Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Sözlük okuma merakı vardır. Kütüphanesinde Kâmus-i Türki’den Kadın Argosu Sözlüğü’ne kadar farklı konulardaki sözlükleri görebilirsiniz. Sadece edebi eserler değil, düşünürlerin sanat, sinema, felsefe eleştiri ve yorumlarını da okumayı sever. ‘Yeni Sol Düşünürleri: Soytarılar, Dolandırıcılar, Yaygaracılar’ okurken denk geldiğim ilginç kitaplardan biriydi. Son dönemde tefrika halinde yayınladığı Gen Etik / İnsan Bahçeleri adlı distopik öykü serisinin etkisi ile fantastik kitaplar okumaya yöneldiğini biliyorum. Cixin Liu, ‘3 Cisim Problemi’ okurken gördüğüm bir başka kitap.
edebiyathaber.net (23 Haziran 2022)