Edebiyatçıların yaşamlarını, yazdıkları mekânları, son zamanlarda okuduğu kitapları bu defa yakınlarının gözünden mercek altına almaya çalıştık. Yazar Zehra Tırıl’ı, eşi Muharrem Tırıl ile konuştuk.

1)Yazılarını nerede yazar? Yazarken denk geldiğinizde o an yaşadığınız ilginç bir anınız oldu mu?
Mutfakta, pencereye karşı yerleştirdiği masada yazar genellikle. Güneşin doğuşunu izlemek, karın, yağmurun yağışı, ağaçların çiçek açması, yaprak dökmesi, dağlar, uzaklıklar; pencere manzarası önemli, der. İlginç bir anım yok, ama yazarken yazdıklarına göz atılmasından pek hoşlanmaz.
2) Eşinizle yazı/okuma üzerine neler paylaşırsınız?
Yazı üzerine kitap çıktıktan sonra konuşabiliriz ancak. Çünkü yazarken yazdıkları ya da yazacakları konusunda konuşmak istemez. Okuduğumuz kitaplar hakkında konuşuruz. Bazen onun muhteşem diyerek önerdiği bir kitap bana muhteşem gelmez. Bazen de kitapları farklı bakışlarla, algılarla yorumlarız.
3)Yazdıklarıyla ilgili sizden ne tür fikir/ öneri alır?
Fikir, öneri almaz. Yaşadığım bir durum, gözlem ya da anlattığım geçmiş bir olayı öyküde kullandığı, öykü kurduğu olur. Unutulan Yurttaş kitabındaki, Muhitteki Son Yaz, öyküsü bir anlatımımdan doğdu.
4)Yazı yazarken vazgeçemediği ritüelleri nelerdir?
Bir ritüeli yok. Odaklandığında kolay kolay dikkati dağılmaz (kedi varıp klavyede patice yazılar yazmaya kalkmazsa). Gün içinde uzun süre masa başında çalışmışsa, çay, sigara arası verir.
5)Son olarak, elinde en son gördüğünüz kitapları öğrenebilir miyiz?
Şu an, Mihail Bulgakov’un, Usta ve Margarita kitabını okuyor. Bu kitaptan önce, Akışkan Kötülük, Zygmunt Bauman & Leonidas Donskis ve Akışkan Gözetim Zygmunt Bauman & David Lyon kitaplarını okuyordu.
edebiyathaber.net (6 Mart 2025)