F. Scott Fitzgerald’ın 1937 yılında kendisine gönderdiği kartpostal:
Belki de bu kartpostalların içinde en şaşırtıcı ve tuhaf olanı Fitzgerald’ın kendisine yazdığıdır. Bu kartpostalı yazdığı 1930’ların sonlarında Fitzgerald, Hollywood’da senaristlik yapıyor ve daha önce Errol Flynn, Greta Garbo, Marx Kardeşler, Dorothy Parker ve Robert Benchley gibi edebiyat ve film dünyasının ünlü isimlerinin kaldığı efsanevi “Garden of Allah” adlı apartmanda kalıyordu. Aslında Fitzgerald’ın kendisine yazdığı bu mektup pek bilinmez, ama bunu yazarken alkollü olduğu varsayılır. Tarih atılmamış bu karta, posta pulu yapıştırılmış, ama kimseye gönderilmemiş. F. Scott Fitzgerald: A Life in Letters kitabının editörü Matthew J. Bruccoli, bu mektubun 1937 yılının yaz aylarında yazıldığını iddia ediyor.
Jack Kerouac’ın 1956 yılında Malcolm Cowley’e gönderdiği kartpostal:
Viking Yayınları’nın editörü Malcolm Cowley, Kerouac’ın yeteneğinin farkındaydı, ama onun Yolda isimli romanın basılmasını geciktiriyordu. 1956 yılının Mart ayında, Cowley, sadece ilhama dayanarak yazdığı için Kerouac’ı uyarmıştı. Kerouac’a yazdığı bir mektupta, “Sadece ilhama dayanarak yazmak başlangıç için iyidir, fakat o şekilde yazılanlar gözden geçirilmeli ve düzenlenmelidir. İnsanlar yazdıklarını okumayı büyük ihtimalle reddedecekler. Ama unutma ki, şimdi senin ihtiyacın olan tek şey okunmaktır, her saat buhar ve çamur fışkırtan Old Faithful gayzeri gibi sergilenmek değil.” Kerouac bu cümleye çok üzülmüş olacak ki, 3 Temmuz’da Cowley’in bahanelerine artık dayanamadığını anlatmak için, ona bu gayzerin bulunduğu Yellowstone Ulusal Parkı’nın resminin olduğu üstteki kartpostalı yollamış. “Eğer bana 1 Ekim’e kadar iyi bir sözleşme (ya da bazı ayrıcalıklar) sunmazsanız, Yolda‘nın nüshasını Viking’ten alacağım ve başka bir yere satacağım,” der. Bir yıl sonra Viking romanını yayınlar.
James Joyce’un 1908 yılında Elkin Mathews’e Gönderdiği kartpostal:
1908 yılında, Joyce kendi isteğiyle İrlanda’dan uzakta, dört yıllık bir sürgündeydi. Avusturya-Macaristan’ın liman şehri (şimdi İtalya’nın bir parçası olan) Trieste’de yaşıyordu ve hem Berlitz Okulu’nda öğretmenlik yapıyor, hem de kısa hikayelerinden oluşan Dublinliler‘i yayına hazırlıyordu. Halihazırda bu kitabı yayınlamayı kabul eden bir yayıncı vardı, ama müstehcenlik iddiasıyla dava açılmasından korktuğu için yayınlamaktan vazgeçmişti. 24 Ocak 1908’de Joyce yukarıdaki karpostalı aylardır kitabın nüshasını elinde bulunduran Londralı yayıncı Charles Elkin Mathews’e artık bir karar vermesini istediğini söylemek için yollamış. Mathews de kitabı geri çevirir. Bu yüzden Joyce, Grant Richards Ltd., 1914 yılında Dublinliler’i yayınlamadan önceki 6 yıllık süreci, büyük bir sıkıntı içinde geçirir.
Franz Kafka ve arkadaşlarının 1913 yılında Kurt Wolff’a gönderdikleri kartpostal:
Kafka genelde odasında düşüncelere dalan, yalnız bir figür olarak resmedilir. Ama bu kartpostal, Kafka’nın sosyal yanının kanıtı niteliğinde. Bu kartpostal, 25 Mart 1913 yılında Kafka’nın aynı yayıneviyle anlaşmalı olan bir grup yazar arkadaşını ziyaret etmek için gittiği Berlin’in yakınlarındaki Charlottenburg’dan yazılmış. Kafka ve arkadaşları o dönemde, yayıncıları Kurt Wolff’a bir dizi kartpostal göndermeye karar verirler. Kafka’nın yazdığı yukarıdaki kartpostalda, “Yayınevinizin yazarlarının toplantısından sevgiler. Otto Pick, Albert Ehrenstein, Carl Ehrenstein. Sevgili Wolff, Werfel’in size söylediklerini umursamayın. O, benim hikayemin bir kelimesini bile bilmiyor! Hikayemi temize çeker çekmez, size yollamaktan mutluluk duyacağım. Saygılarımla, Kafka,” ifadeleri yer alır. Kartpostalın altında ise, başka bir el yazısıyla, “Paul Zech’ten candan selamlar,” ibaresi görülüyor. Ayrıca kartın üstünde, Else Lasker-Schuler’in çizdiği, III. Abigail Basileus’un resmi ve ismi bulunuyor. Kafka’nın bu kartpostalda Werfel dediği kişi, Avusturyalı yazar Franz Werfel’den başkası değil. Franz Werfel, Wolff’a Kafka’nın daha basılmamış novellası Dönüşüm‘den bahseder. Wolff da, bu “böcek hikayesini” görmek istediğini ifade eder. Bu kartpostaldan iki yıl sonra, yani 1915 yılında da, bu kitap yayınlanır.
Ernest Hemingway’in 1924 yılında Gertrude Stein’a gönderdiği kartpostal:
1924 yılının yaz ayında, Hemingway, boğa güreşlerine katılmak için İspanya’ya gider. 9 Haziran’da akıl hocası ve yakın arkadaşı olan boğa güreşleri hayranı Gertrude Stein’e bir kartpostal yollar. Hemingway, son gelişmeleri ona anlatma konusunda oldukça heveslidir: “Yarın” der, “Çok muazzam altı tane boğa olacak. Bunlar uzun ve diğerlerinin arasında bir kurt gibi dikkat çekiciler.” Hemingway, İspanya ve boğa güreşi hakkındaki bilgileri sadece bu kartpostalda değil, 1926 yılında Güneş De Doğar isimli kitabında da kullanacaktır.
Kurt Vonnegut’un 2006 yılında David Breithaupt’a gönderdiği kartpostal:
Vonnegut, hayatının son 20 yılında, Allen Ginsberg vasıtasıyla tanıdığı genç bir adam olan David Breithaupt ile mektuplaşmaya başlar. ( Breithaupt, 1980’lerin başında, yarı-zamanlı olarak Ginsberg için arşivcilik yapıyordu.) Breithaupt’a 2007 yılında The Nervous Breakdown ile yapılan bir röportajda Vonnegut’un kendisiyle neden mektuplaştığını sorarlar. O da, “Bu durum yıllarca beni de şaşırttı, fakat, ikimizin de Ortabatı Amerikalı oluşumuz mektuplaşmamızın sebeplerinden biri olabilir. Ben Ohio’da büyüdüm, o da İndianalıydı. Ayrıca ikimizin de geçmişinde Almanlık var. Bu yüzden bazen mektupları birbirimize karşımızdakinin ailesinin ismiyle yollardık. Hatta son mektuplaşmamız Grass ve onun son Nazi açıklaması hakkındaydı.” Grass, 2006 yılının yaz ayında, gençken, Nazi’lere ait Waffen-SS birliğinde görev aldığını itiraf ederek edebiyat dünyasında şok etkisi yaratmıştı. Vonnegut, 2006 yılının Eylül ayında yazdığı yukarıdaki kartpostalda, “Grass’a gelince, o ilgi çekmeyi seviyor. Onu tanıyorum. Şaka olarak ona, ‘Şimdi benim gizli kimliğimi açıklayacak, çünkü biz SS’te birlikteydik,’ demiştim,” ifadesini kullanır.
Çeviri: Barış Berhem Acar – edebiyathaber.net (15 Mart 2013)