Edebiyata dair her bir ayrıntı benim için sonsuz bir merak. Kitaplar ve o kitapların yazarları ve kitaplarda anlatılan hikâyelerin içeriği, dünyayı çepeçevre saran ve bence dünyanın en önemli katmanını oluşturan tüm anlatılagelen ve yazılan hikâyeler… Yaşama dair daha cezbedici ve merak uyandırıcı ve dünyayı kurulduğundan beri tüm detaylarıyla bu derece güzel anlatan başka bir tür yok. Yazarlarla yapılan söyleşiler de buna dahil. Bu yüzden edebiyatı çok seven bir okur ve yazar olarak çağdaş edebiyat içerisinde söyleşiler de gerçekleştiren biri olduğum için Timaş Yayınları Dünya Edebiyatı Dizisi’nden yayımlanan The Paris Rewiew Söyleşileri – Yazarın Yol Haritası ayrıca merakımı cezbetti tabii. Daha ilk sayfaları itibariyle kitabın uçsuz bucaksız engin sularına dalıverdim. Yazarlar, kitaplar ve genel olarak edebiyat adına daha keşfedecek ne kadar çok hikâye, yürünecek ne de uzun bir yol varmış.
Amerikalı gazeteci yazar Philip Gourevitch’ın 1989’da o süre zarfına kadar dünyanın en prestijli edebiyat dergisi The Paris Review’de yapılan yazar söyleşilerini derleyip yayınlaması ile Yazarın Yol Haritası kitabı okuyucuyla buluşur. Paris Review’deki söyleşiler Yazarın Odası başlığı altında bir kitapta derleniyordu ve Philip Gourevitch bu söyleşileri bir kitapta toplayarak tekrar yayınlama fikirleri için “Yazarın odası röportajlarıyla yeniden tanışma olanağı” yorumunu yapıyordu. O zamana kadar yapılmış binlerce röportajı bir araya getirerek tasnif etmelerinin zorluğundan bahseden Gourevitch, çağdaş dünya edebiyatına dair ne türde bir hazineyi okura miras bıraktığının bilincinde miydi acaba? Elbette bilincindeydi. Zaten bu türde bir bilinç böyle bir derleme çalışmasının tüm zorluklarına rağmen ortaya çıkmasına sebebiyet verebilir. Kurmaca, kurmaca dışı eserler, şiir, çeviri, anı, komedi, çizgi roman, biyografi senaryo ve oyun yazma türleri üzerine gerçekleştirilmiş tam dört yüz röportaj mevzu bahis. Üstelik bu dört yüz röportaj temalarına uygun başlıklara ayrılarak her türlü yazarın görüşlerinden, gözlemlerinden ve tavsiyelerinden örneklerle sunuluyor.
Yazarın Yol Haritası bahsettiğim bu kapsamları içerecek şekilde dört ana bölümden oluşuyor. Yazar: Bir Profil, Teknik Meseleler, Farklı Türler, Yazarın Hayatı. Röportajlar tasnif edilerek bu bölüm başlıklarına istinaden sorulmuş sorulara yazarları tarafından verilen cevaplardan oluşuyor. Kimler yok ki, el ele verseler tüm dünyayı saracak, her birine hayranlık duyduğumuz yazarlar: William Faulkner, Ernest Hemingway, Truman Capote, Ursula K. Le Guin, Julio Cortazar, Aldous Huxley, Gabriel Garcia Marguez, Artur Miller, Henry Miller, Kurt Vonnegut, Tennessee Williams, Italo Calvino, Julian Barnes, Jorge Luis Borges, Alice Munro, Elena Ferrante. Hepsini bu yazıya sığdırmak mümkün değil fakat dünyanın farklı coğrafyalarında yaşamış ve eserler üretmiş olan bu yazarların aynı sorulara verdikleri farklı cevapları okuyunca zihnimiz çok farklı detaylarla aydınlanıyor. Çok severek veya hiç sevmeyerek okuduğumuz kitabın nasıl bir yaşam görüşüyle yazıldığını anlıyor hem kitaba hem de yazara bir adım daha yaklaşıyorsunuz.
Tam da burada bahsettiğim bölümleri biraz açmak ve bu bölümlerde sorulan bazı sorulardan örnekler vermek istiyorum. İlk bölüm Yazar: Bir Profil’de ilk olarak, “Her Zaman Bir Okur Muydunuz?” sorusu karşılıyor bizleri. Yazar olan herkesin zaten okur olduğunu otomatik olarak düşündüğümüz için bu soru biraz ilginç gelebilir fakat bu soruya en az sorunun kendisi kadar ilginç cevaplar verildiğini okuyabilirsiniz. Çünkü bazı cevaplar hiç de beklemediğimiz şekilde ters köşe yapabilir. Bölümün diğer önemli soru başlıkları: “Yazma Süreciniz Nerede Başlıyor?” ve “İdeal Okurunuz Kim?” İkinci bölüm, Teknik Meseleler. “Her Zaman En Baştan Mı Başlıyorsunuz?” “Hikâyedeki Olaylar Ne Kadar Önemli?” “Hiç Yazar Tıkanması Yaşıyor Musunuz?” Üçüncü bölüm, Farklı Türler. Edebiyatın en çok tartışılan ve üzerine konuşulan türler mevzusuna dair verilen cevaplar genelde türe hiç takılmamakla ilgili. Fakat yazarlar hangi türe daha meyilli, hangi türü daha severek yazdıklarını da söylüyorlar elbet. Dördüncü ve son bölüm olan Yazarın Hayatı’na dair sorulan ilk soru şu: “Diğer Yazarlarla Arkadaş Mısınız?” Bu soruya verilen cevaplar cevapların kendilerinden ziyade gösterilen sebepler açısından gerçekten çok merak uyandırıcı. Yine bu bölümde sorulan, “Ekonomik Güvence Bir Avantaj Mı?”, “Kadın Yazar Olmak Ne Demek?”, “Beyaz Olmayan Bir Yazar Olmak Ne Demek?” gibi sorular ve bu sorulara verilen cevaplar yayın dünyasının okuduğumuz kitaplar dışında farklı gerçeklikleri olduğu ile yüzleştiriyor bizleri.
Yazarın Yol Haritası’nda sorulan sorulara istinaden verilmiş cevaplarda çok çeşitli görüşler, fikirler var. Bu da kafamızdaki “ideal yazar” düşüncesini sarsıyor. Fakat kitabın amacı için, tam da bu diyebiliriz. “İdeal yazar.” ve “İdeal metin.” düşüncelerimiz üzerine yeni görüşler getirip, yeni bir yapı inşa etmek kitabın temel amacı olarak çok önemli. Çünkü Yazarın Odası röportajlarının ana izleği hikâye anlatımı bazında bir konuyu ele almanın sadece bir yolunun, hikâyeyi hayal etme ve tasarlamanın sadece bir şeklinin olmadığı gerçeğini bize göstermesi.
Çevirisini Perihan Sevde Nacak’ın yaptığı Yazarın Yol Haritası edebiyat sever tüm okurlar, ayrıca yazma heveslisi gençler, yazar adayları ve yazarlar, yayıncılar, akademisyenler, öğretmenler ve tüm öğrenciler için ilham verici bir kaynak.
edebiyathaber.net (24 Ocak 2023)