Son dönemde telif hakları sorunu bittiği için yayınevleri paradan kaçınılacak işlere daha fazla yer vermeye başladı. Daha önceleri Yapı Kredi Yayınları, Sabahattin Ali’nin kitaplarını basardı. Sanırım Filiz Ali hanımefendiye de belli, bir telif ücreti de ödenirdi. Ülkemizdeki telif hakları yayasına bağlı olarak, yazarın yapıtlarının yazıldığı dönemden sonra 70 yıl geçince artık her önüne gelen basabilir duruma geliyor. Ama ilginçtir, daha önce bu hakları dolmuş bir yığın yazar olmasına karşın bu denli yapıtları “tüketilen” bir başka yazar da görmedik.
Ama şimdilerde tüm yayınevleri herhangi bir para vermeden basıyorlar. Hatta bu konuda bir yarış içindeler. Bazı yayınevleri daha ucuza basmaya çalışıyor, bazıları şömize kapak yapıyor. Bazıları üç romanı bir arada basıyor vb. Yakında romanın yanına bir çiklet, iki metre pazen ya da bir dönüm arazi verirlerse de şaşmayalım.
Telif olayın iki yanı var. Öncelikle Türk toplumunun ne olursa olsun kitap okuması, Türk edebiyatından bu türden nitelikli romanlar, öyküler okuması açısından çok önemli. Bu yanıyla olumlu bir durum gibi görünüyor. Ama diğer yandan düşündüğü için öldürülen bir yazardan söz ediyoruz. Düşünsel ürün ve özellikle bu romanları, yazdıkları yazılar nedeniyle öldürülen ve daha acısı cesedi bile uzun süre bulunamayan bir yazardan söz ediyoruz. Ve o yazarın kızı da bu ülkede yaşıyor. Bu hanımefendiye saygıdan dolayı belki de bir telif ücreti ödenmeli diye düşünüyor insan. Böyle olunca da biraz daha emeğe saygı mı demek gerekir acaba. Bu da işin olumsuz yanı.
Ben bu bilgi bombardımanına bir başka açıdan yaklaşmak isterim. Ali’nin üç romanı okura sunuluyor. Değişik seçenekler içinde. Öyküleri ve az sayıdaki şiirleri de öyle. Ama bu dönemde gönül ister ki bu yazarın düşünceleri, yapıtları farklı açılardan da ele alınsın. Örneğin öyküleri değişik açılardan ele alınsın, romanlarına değişik inceleme yöntemlerine göre okuma önerileri sunulsun.
Bu alanda biraz kütüphane, biraz da internet ortamında araştırdığımızda çok fazla bir şeyin olmadığını gördük. Türk toplumunda sıkça yapılan “yazarın yaşamı, yapıtları ve sanat görüşü” gibi beylik bir yaklaşımla yazılmış bir hayli kitapla karşılaşmak olasıdır. Bir de son dönede çok “moda” olduğundan Sabahattin Ali ile ilgili gizli kalmış, gün ışığına çıkmamış ne varsa bir an önce çıkarma telaşı içinde her şeyin yayınlandığını da görüyoruz.
Öncelikle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan roman, öykü ve şiirlerinden sonra, 2017 yılında Çakıcı’nın İlk Kurşunu adlı uzun soluklu anlatısı daha yayınlandı. Bu da Sabahattin Ali’nin yazınsal ürünlerinin eksikleri bağlamında önemli bir çalışma olmuş. Nükhet Esen başkanlığında bir ekip tarafından ortaya konulan bu çalışma ile Sabahattin Ali’nin yayınlanmamış yapıtları da geç de olsa okuyucu ile buluşmuş oluyor.
Kızı Filiz Ali’nin hazırladığı iki çalışmanın Sabahattin Ali ile doğrudan ilintisi var mı, tartışılır. Elbette Sabahattin Ali’nin eşi ile hapisten yaptığı yazışmalarda kızı ile ilgili sorular sorar, onu uzaktan da olsa kollamak ister. Filiz Ali’nin, babası Sabahattin Ali’nin söylediği bir tümceyi çalışmasına başlık yapar: Filiz Hiç Üzülmesin. Bu bir bakıma anı ve o dönemle ilgili, bilgileri barındıran bir kitaptır. Filiz Ali’nin yazdığı bir kitap da Yok Bi’şey, Acımadı ki… başlığını taşır. Bu iki çalışma da Sabahattin Ali ile dolaylı ilgili de olsa, bizim burada sorguladığımız Sabahattin Ali’nin anlatılarına metin inceleme, metin çözümleme bakımından yaklaşımlar içeren yapıtlar olmadığı açıktır. Bunun yanında Filiz Ali’nin de içinde olduğu başka kitaplar da görülür. Onları aşağıda değerlendireceğim.
Sabahattin Ali üzerine yazılan kitapları iki grupta toplamak olasıdır. Bir yanda Sabahattin Ali’nin yaşamı ve yaşadığı dönemle ilgili çalışmalar, diğer yanda da yapıtlarıyla ilgili yazınsal kaygılar güden çalışmalar.
Sabahattin Ali’nin yaşadığı dönemdeki düşünceleri nedeniyle, çıkardığı dergiler nedeniyle, yaşadığı sorunları ele alan çalışmalar vardır. Sevengül Sönmez, Nükhet Esen, Hikmet Altınkaynak ve Nezihe Seyman gibi araştırmacıların hazırladığı kitaplar vardır. Bunlar yapıtlarıyla ilgilisi çok fazla yoktur. Daha çok yazarın yaşamıyla ve yaşadığı sıkıntılarla ilgili yazılardır. Bu gruptaki kitaplar şunlardır:
ALİ, Sabahattin (2016) Mahkemelerde, Hazırlayanlar: Nüket Esen -Nezihe Seyhan, 8. Baskı, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
ALİ, Sabahattin (2017) Canım Aliye, Ruhum Filiz, Hazırlayan: Sevengül Sönmez, 13. Baskı, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
ALİ, Sabahattin (2017) Hep Genç Kalacağım, Hazırlayan: Sevengül Sönmez, 7. Baskı, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları
ALİ, Sabahattin (2017) Markopaşa Yazıları ve Ötekiler, Hazırlayan: Hikmet Altınkaynak, 14. Baskı, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları
İLHAN, Ayşe Sıtkı; AKIN, Doğan (1991) İki Gözüm Ayşe. Sabahattin Ali’nin Özel Mektupları, İstanbul: Ataol Yayıncılık.
SÖNMEZ, Sevengül (2002) Fotoğrafını Bekliyorum, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Bir grup kitap ise Sabahattin Ali’nin yapıtlarına toptan bakan çalışmalardır. A’dan Z’ye Sabahattin Ali ya da Sabahattin Ali’yi Sevme Sözlüğü kitaplarından bazı genel durumları sorgular. Mustafa Kutlu’nun kitabı ya da Ramazan Korkmaz’ın doktora tezi olarak hazırladığı kitabı da yazarı ve yapıtlarını bir bütünlük içinde oluşumsal (jenetik) inceleme bağlamında ele alan yapıtlardır.
ALİ, Filiz; ÖZKIRIMLI, Atilla (1986) Sabahattin Ali, İstanbul: De yayınevi.
ALİ, Filiz; ÖZKIRIMLI, Atilla, SÖNMEZ, Sevengül (2014) Sabahattin Ali: Anılar, İncelemeler, Eleştiriler, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
BİRKİYE, Atilla (2017) Sabahattin Ali’nin Yapıtlarını Sevme Sözlüğü, İstanbul: Siyah Kitap Yayınları
GÜNEŞ, Mehmet (2017) Sabahattin Ali’nin Eserlerinin Kaynakları, Ankara: Hece Yayınları
KORKMAZ, Ramazan (2016) Sabahattin Ali: İnsan ve Eser, 2. Baskı, İstanbul: Kesit yayınevi.
KUTLU, Mustafa (1972) Sabahattin Ali, İstanbul: Hareket Yayınları
SÖNMEZ, Sevengül (2017) A’dan Z’ye Sabahattin Ali, 2. Baskı, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
SÖNMEZ, Sevengül (ed.) (2013) Sabahattin Ali, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları.
Yazarın yaşamı ile yapıtı arasında ilişki kurarak yapıtları incelemeye çalışan yaşamöyküsüne dayalı incelemeden her zaman olumlu sonuçlar alınmayabilir. Ama bizim toplumumuzda bu türden çalışmalar sıklıkla yapılmaktadır. Tahsin Yücel’in “kaynak eleştirisi”[1] olarak adlandırdığı bu yaklaşımda yapıtı yazarın yaşamı ya da dönemi ilişkilendirerek bir kaynak bulma çabası vardır. “Yazar hastaydı bu nedenle kahramanı da hastadır” gibi sığ eleştiriler ile bir yerlere ulaşmak zordur.
Sabahattin Ali’nin yapıtlarıyla ilgili yazınsal kaygılar güden çalışmalar daha sınırlıdır. Öncelikle Hece Dergisi’nin Ocak 2018 yılında çıkan 253. sayısı (özel sayı: 35) tümüyle Sabahattin Ali’nin yaşamı ve yapıtlarına ayrılmıştır. Dergideki yazılar sekiz başlık altında toplanmıştır. Yaşamı ve düşünsel kimliğinden sonra Sabahattin Ali yapıtları ile sinemaya, tiyatroya, şiir alanına nasıl etkiler yaptığı sorgulanmıştır. Yine kişilerin “Sabahattin Ali” deyince aklına ne geldiği yeni bir başlık altında sorgulanmıştır. Öyküleri, romanlar, şiirleri ayrı başlıklar altında ele alınmıştır. İyi bir kaynakça da toplanmış ve bu da bir başlık altında ele alınmıştır.
Aslında değişik yerlerdeki incelemelere bakınca yazın incelemesinde çok farklı yaklaşımların olduğunu gördük. Sabahattin Ali’nin öykü, roman ve şiirlerine değişik metin inceleme yöntemi ile inceleyen çalışmaları biz son bölümde ele aldık. Bir yazınsal metin istenirse:
“alımlama estetiği, anlatıbilim, budunsal yöntembilim, bürünbilgisiyle ilgili incelemeler (şiir alanıyla ilgili), dilbilim temelli araştırmalar, dramaturjik çözümleme, düşünbilim kuramları çevresinde çözümleme, düşünce tarihi, eğitimbilimsel metin çözümlemesi, eleştirmeli yayım, görüngüsel toplumbilimi, göstergebilimsel inceleme, izleksel incelemeler, kanıtlama kuramı, karşılaştırmalı yazın, marksist çözümleme, metinlerarasılık[2], metinsel inceleme, özyaşam öyküsü bağlamında metin inceleme[3], ruhçözümsel inceleme, sayılamaya dayalı yazın incelemeleri[4], sözbilimsel- biçembilimsel incelemeler, toplumsal eleştiri, üreysel inceleme, yapısal çözümleme, yazın eleştirisi, yazın tarihi, yazınbilimsel inceleme, yazınsal toplumbilimi, yorumbilgisi vb.”
alanlarında incelemelere, çözümlemelere tabi tutulabilir. Her incelemede ilginç sonuçlar elde edilebilecektir.
Berna Moran’ın Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış[5] kitabının ikinci cildinde Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf romanı ile ilgili yazınsal bir bakış açısı ile yapılan değerlendirmeleri okunur. Aynı türden bir inceleme de Fethi Naci’nin Yüzyılın 100 Türk Romanı[6] kitabında da ele alınır. Orada da Kuyucaklı Yusuf romanı ele alınır.
Son dönemde elime yeni geçen bir çözümleme kitabı buldum. Oldukça ayrıntılı bir çözümleme yapılmış. Biraz ağır ama ülkemizde bu türden incelemelerin de çıkması önemlidir. Yıllar önce okuduğum Tahsin Yücel’in Yazınsal Okuma Süreçleri. Kişi, Süre, Uzam[7] kitabını anımsadım. Ülkemizde bu türden kitapların çıkması hem kültür dünyamızı geliştirecek hem de bilimsel anlatımlar için yeni anlatım yolları ve biçimleri geliştirecektir. Prof. Dr. V. Doğan Günay, Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf romanını göstergebilim ve anlatıbilim bağlamında incelemiş, çözümlemiştir:
GÜNAY, V. Doğan (2018) Bir Yazınsal Göstergebilim Okuması: Kuyucaklı Yusuf, İstanbul: Papatya Bilim Yayınları.
Kitap beş bölümden oluşuyor. Giriş dışında sözceleme kuramı diye bir bölüm var. Fatsa’da bu konuları konuşacak kimseleri bulamasam da anlamaya çalıştığımı belirtmeliyim. Keşke İstanbul’da olsaydım. O konferanslarda bir yerlerde bunları sorar öğrenirdim. Anlatıbilim kısmı benim en iyi anladığım kısım oldu. Bir de sondaki değer kısmı biraz daha kolay anlaşılıyordu. Umarım bu konularda yeni kitaplar çıkar da yazınsal göstergebilim ve sözceleme kuramı gibi “zor” alanları da öğrenirim. Ne olursa olsun, yazan Prof. Dr. V. Doğan Günay hocayı kutluyorum. İnşallah bir daha okuyunca daha iyi anlarım.
Sabahattin Ali’nin çok moda olduğu şu dönemde umarız ki Günay’ın çalışması gibi daha yeni yaklaşımlarla incelemelerle karşılaşırız. Bu tür incelemeler Türk yazınını zenginleştirecektir. Makaleler de önemlidir ama kalıcı olan daha kapsamlı kitaptır.
[1] YÜCEL, Tahsin (2009) Eleştiri Kuramları, 2. Baskı, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s.. 37
[2] Örneğin daha sonra sözünü edeceğimiz Doğan Günay’ın Bir Yazınsal göstergebilim okuması: KuyucaklıYusuf incelemesinde kitabında (ss. 27-38) Kuyucaklı Yusuf konusu ile Sabahattin Ali’nin başka yapıtları arasında bağlar sorgulanıyor. Metinlerarasılık konusunda ilginç bir örnek oluşturmaktadır (https://www.tdk.com.tr/Dogan-GuNAY-Prof-Dr-_ar_6865)
[3] Ülkemizde yapılan çalışmalar özyaşam öyküsü-metin ve oluşumsal inceleme bağlamında yapılmaktadır. Üstte verilen birçok kitapta yazarın yaşamı ile metin bağlamında ilişkiler kurulmaya çalışılmaktadır. Bunun yanında izleksel (tematik) incelemeler de sıkça yapılır. Ama örneğin düşünbilim (ideoloji) kuramları bağlamında Sabahattin Ali’nin yapıtlarını değerlendiren kitaplar bulmak zordur. Örneğin bir araştırmacı da İçimizdeki Şeytan romanını güdümlü (angaje) yazın bağlamında ya da ideoloji kuramlarına göre inceleyen olmamıştır. Kürk Mantolu Madonna romanı metinlerarasılık ya da karşılaştırmalı yazın bağlamında sorgulanmayı fazlasıyla hak ediyor.
[4] Örneğin Hece Dergisinin Sabahattin Ali Özel sayısında Nihal Çalışkan’ın “Sabahattin Ali’nin Hikayelerinde Sözcük Kullanımı Üzerine Derlem Temelli bir İnceleme” adlı çalışması yetkin bir çalışmadır (ÇALIŞKAN, Nihal (Ocak 2018) “Sabahattin Ali’nin Hikayelerinde Sözcük Kullanımı Üzerine Derlem Temelli bir İnceleme” Hece Dergisi, sayı: 253 (Özel sayı: 35) [142-165]
[5] MORAN, Berna (1994) Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış, 3. Baskı, İstanbul: İletişim yayınları, [17-35]
[6] NACİ, Fethi (2007) Yüzyılın 100 Türk Romanı, 3. Baskı, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür yayınları, [229-237]
[7] YÜCEL, Tahsin (1993) Anlatı Yerlemleri, 2. Baskı, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
Faik Foçalı – edebiyathaber.net (5 Aralık 2019)