Yeni e’nin Édouard Louis temalı 81. sayısı yayımlandı.
Tanıtım bülteninden:
“Bir Yazarın Anatomisi: Édouard Louis” başlıklı özel dosyasında Louis’nin edebiyatını, işlediği temaları, bugün için işçi sınıfının ve ezilenlerin hikâyelerini anlatmak adına yarattığı olanakları tartışıyor.
Uzun zamandır, özellikle Türkiye’de, işçi sınıfı edebiyatı açısından 60’ların, 70’lerin üretimiyle kıyaslandığında bir durgunluk hatta gerileme döneminde olduğumuz söylenebilirken Édouard Louis, işçi sınıfı anlatılarına ve özellikle Avrupa’daki sol hareketlere dair eleştirileri, alternatif önerileri ve edebiyatıyla çokça konuşulmayı hak eden bir yazar. Yeni e bu özel dosyayla Louis’nin, sınıfın ve ezilen kimliklerin edebiyattaki varlığı namına ortaya çıkardığı imkânlara, gördüğü ilgiye, sahip olduğu etkiye ve elbette olası risklerine, eksiklerine, doğurduğu bazı soru işaretlerine odaklanıyor.
Güzin Ayan “Édouard Louis: Yok Edilen Gülüşlerin Peşinde” başlıklı yazısında Louis’nin edebî portresini çıkartıyor; yaptıkları, söyledikleri, kışkırtıcı edebiyatıyla genç yaşta yakaladığı şöhretinin yanında karşılaştığı eleştirileri de değerlendiriyor. Kemal Aydoğan “Édouard Louis Tiyatroda Ne Arıyor?” başlıklı yazısında Louis’nin tiyatroyla olan ilişkisini ve bu ilişkinin yaşamındaki kökenlerini irdeliyor. Olcay Geridönmez ise “İşçi Sınıfı Sesini Ararken Édouard Louis’nin Hafızaya Çağırdıkları” başlıklı yazısında Louis’nin sınıf kavrayışının eleştirel bir analizini sunuyor, Louis yazınında çağdaş işçi sınıfı edebiyatı için var olabilecek olanaklarla birlikte onun beslendiği ideolojik kaynakların getirdiği sınırları da gösteriyor. Rojhat Turgut da “Hüzünlü ve Şiddetli Bir Gerçek Bize Ne Verebilir?” başlıklı yazısında Louis’de yoksulluk ve şiddet temsillerinin politik zeminine, yoksulların duygularına odaklanıyor. Emek Erez’in “Édouard Louis Edebiyatında Şiddetin Biçimleri ve Açığa Çıkış Nedenleri” başlıklı yazısı, farklı şiddet biçimlerinin Louis edebiyatındaki görünümleri üzerinden bir tartışma açıyor. Kübra Yeter ise “Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri ya da Fotoğraftan Taşanlar” başlıklı yazısında Louis’nin Bir Kadının Kavgaları ve Dönüşümleri adlı eserini özellikle kadın sorununa dair tarihsel bir bakış açısıyla değerlendiriyor. Lola Seaton’ın “Édouard Louis: ‘Siyasetsiz Bir Dünya Hayal Ediyorum’” başlıklı yazısının Burak Bağçeci tarafından yapılan çevirisi de dosyada kendine yer buluyor. Ayrıca dosyada Louis’nin çevirmeni Ayberk Erkay, gazeteci Ayşen Güven, Babamı Kim Öldürdü’de Louis’yi canlandıran Onur Ünsal, yazar Sonat Yurtçu ve dergi editörlerinden Rojhat Turgut ve Kübra Yeter’in Louis üzerine gerçekleştirdikleri geniş kapsamlı ve oylumlu bir “yuvarlak masa” söyleşisi de yer alıyor. Derginin kapak tasarımı ise Umut Durmuşoğlu’na ait.
Dosya dışı yazılarda ise “Dönüyor Zaman: Anadolu’nun Ezilenleri, Yerinden Edilenleri, Sosyalistleri…” başlıklı yazısıyla Suzan Demir, Gürsel Korat’ın son kitabı Dönüyor Zaman hakkında yazıyor. “No: 145: Beyaz Mendile İşlenen Acının DNA’sı” başlıklı yazısında Sultan Gülsüm, Mustafa Köz’ün Galatasaray Meydanı’ndaki mücadelesine devam eden Cumartesi Anneleri’nin 1000 haftadır sürdürdüğü sesi sonsuzlaştıran şiir kitabı Uyandım, Dünya Diye Bir Yerdeyim’e odaklanıyor. Miriam Gordis’in “Kötü Nostalji: Kitapların Yapımına Harcanan Emek Hakkında Konuşmak Neden Bu Kadar Zor?” başlıklı yayıncılık ve piyasa ilişkisini tartıştığı yazısının Kaan Biçici ve Nihan İşler tarafından yapılan çevirisi de derginin bu sayısında yer alan yazılardan. Her sayıda Ermenicenin usta şairlerinden birini tanıtıp şiirlerini çeviren Ohannes Şaşkal ise bu sayıda Baruyr Sevak’ı anlatıyor ve Ermenice aslından Türkçeleştirdiği Sevak şiirlerine yer veriyor.
Enes Eşkin, Bilsen Başaran, Özgün E. Bulut, Mehmet Sait İmret dergide şiirleriyle yer alan şairler. Adnan Özyalçıner Ay Doğunca, Hatice Sabah Kederini Göğe Uçurmuş Derviş, Cansu Selçuk Çağlar ise Köpük adlı öyküleriyle dergide yer alıyor.
edebiyathaber.net (17 Ağustos 2024)