Ülkemizde son yıllarda çocuk edebiyatı alanında öyle güzel gelişmeler oluyor ki; “Çocuk kitapları baş tacımız oldu artık. Hak ettiği yeri buldu.” demek geliyor içimden.
Çocukların okuma kültürü edinmelerinde nitelikli kitapların seçimi kadar, yetişkinlerinde çocuk kitabı okumasının çok önemli olduğuna inanıyorum. Ebeveynlerin çocuk kitabı okuduğu bir evde, çocuğun büyüklerine kitap tavsiye etmesi ve çocuğun söylediği kitabı ebeveynin okuması sonucu kurulan ortak bir dünya ne kadarda kıymetli aslında. Ve evde çocuk kitabı okuyan ebeveyn iyi bir model olma anlamında çocuk için kuvvetli bir uyaran oluyor. Bu konuyu uzun zamandır kendime mesele edindiğimden yakın çevremde düzenli kitap okuma alışkanlığı olup da çocuk kitabı okumayan tanıdığım kişilere neden çocuk kitapları okumadıklarını sordum. Aldığım cevaplar şöyle:
-Sıkılacakmışım gibi geliyor.
-Kimse bana çocuk kitabı oku demedi.
-Alanımla ilgili kitaplara ağırlık veriyorum. Çocuk kitaplarına sıra gelmiyor.
-Çocuk kitabı okumak için çocuk ruhlu olmak lazım.
-Bir yetişkin neden çocuk kitabı okusun ki? Bunun için iyi bir neden gerek.
Tüm bu cevaplar yetişkinlerin çocuk kitabı okumamasını, modern hayatın bizleri nasıl kalıba soktuğunu gösteriyor. İşte tam da bu noktada çocuk kitapları okumalıyız ki, psikolojik ve sosyolojik kökenli dogmalarımızla yüzleşelim.
Çocuk kitapları okuduğumuzda bizler için neyin önemli olduğunu hatırlarız. Kurallara uymak zorunda bırakılmış hayatımızın anlamını sorgularız.
Çocuk kitaplarında; öteki, beriki yoktur. Sadece olma hali vardır. Hayatı bir bütün olarak kucaklar. Bu yüzden küçük ve sıradan şeylerin bir kelebek misali etrafımızda uçtuğunu fark edip mutlu oluruz.
Çocukluğumuza dair içsel bir bakış açısı kazanırız. Öz değerlerimizi anımsarız. Günlük hayat içindeki stresler, koşuşturmacalar bazen duygusal dinamiklerimizi bozar. Bu sebeple sadece çocuklar değil, biz yetişkinlerde duygularımızı ayırt etmeyi öğreniriz.
Çocuk kitapları okuduğumuzda sınırlarımız tekrar gözden geçiririz. Yaşamın ve yaşamanın sorumluluğu kavramlarını sorgularız.
Dilimizin ucuna gelip de söyleyemediklerimiz çocuk kitaplarında dökülüverir sayfalardan.
Parmağımız kesildiğinde aradığımız yara bandıdır çocuk kitapları. Hız çağında yorulan gönlümüzün nefes aldığı yerdir çocuk kitapları.
Dilerim ki yetişkinler çocuk kitaplarına gözlerini kapamasınlar.
Filiz Gündoğan – edebiyathaber.net (26 Mart 2021)