Gülmek, hiç bu denli acıtmamıştı belki. Gülümsemekten bile utanır olduk. Öyle bir zamandan geçiyoruz ki… Şairin dediği gibi “yaprak döker bir yanımız/ bir yanımız bahar bahçe.” Çocuklarımızı şöyle bir kucağımıza alıp ağız dolusu kahkahalar atarak gülemiyoruz. Oysaki gülmek, sağlıklı insanın eylemidir. Mutlu olmanın getirdiğidir. Gülmüyoruz, gülemiyoruz… Mutlu değiliz o zaman. Her an tedirgin, her an bir şeylere, bir yerlere yetişme telaşıyla ne kadar daha yaşayabiliriz ki? Psikolojimiz ne kadar daha sağlıklı kalabilir? Oysa şu zor koşullarda her zamankinden daha sağlam basmalıyız. Mutlu olmanın yollarını aramalıyız. Çağdaş yaşamın beraberinde getirdiği tatminsizliğe kapılmadan küçük şeylerle de mutlu olabilmeliyiz. Tıpkı çocukluğumuzdaki gibi. Bugünün çocuklarına, çocuklarımıza bunu öğretememiş olsak da… Bizim mutsuzluğumuzun onlara da yansıyacağını bilerek onları eğlenceli kitaplarla buluşturmalıyız. Buluşturalım ki bir süreliğine de olsa yüzleri gülebilsin. Tüm tatminsizliklerine rağmen bir an mutlu olabilsinler.

Bilgi Çocuk’un onlar için yayımladığı kitaplar var bu hafta önümde. Erol Altun’un hazırladığı “En Komik Nasreddin Hoca Fıkraları” ve “Gıdıklayan Fıkralar.”

En Komik Nasreddin Hoca Fıkraları

Bu coğrafyada Nasreddin Hoca fıkraları yüzyıllardır anlatılagelir. Yüzyıllarca da anlatılacaktır. Hiç sıkılmadan anlatırız, ilk defa duyuyormuş gibi de güleriz. “Onunla ilgili gülmeceleri oluşturan öğelerin odağı sevgi, yergi, övgü, alaya alma, gülünç duruma düşürme, kendi kendiyle çelişkiye düşürmedir. O, bunları söylerken bilgin, bilgisiz, açıkgöz, uysal, vurdumduymaz, utangaç, atak, şaşkın, kurnaz, korkak, atılgan gibi çelişik niteliklere bürünür. Özellikle karşısındakinin durumuyla çelişki içinde bulunma, gülmecelerinin egemen öğesidir.”*

Gülmecenin önemli isimlerinden Aziz Nesin de Hoca için, “Doğumundan önce de ölümünden sonra da yaşamış insan Nasreddin Hoca’dır. Ölümünden sonra yaşamış başka tarihsel ve toplumsal kişiler vardır ama doğumundan önce de yaşamış olan tek insan Nasreddin Hoca’dır,” der.

Erola Altun’un hazırlamış olduğu kitapta bugüne değin dinlemediğim, okumadığım fıkralarla karşılaştım. Hoca denilince bir anda aklımıza düşen fıkralar da tabi ki kitapta yer almış. En Komik Nasreddin Hoca fıkraları güldürecek, eğlendirecek aynı zamanda da düşündürecektir.

Gıdıklayan Fıkralar

Fıkralarımızın bir diğer başkişisi de Temel’dir. Gerek diliyle, şivesiyle gerek yaşadıklarıyla gerekse de yaşadıkları karşısında gösterdiği tavırla Temel de her zaman yüzümüzü güldürür. Bazen Dursun olur yanında, bazen Fadime, bazen İdris. Zaman zaman da dünyanın dört köşesinden insanlar. Temel fıkralarında Temel’in zekâ seviyesi şüpheye düşürse de bizi, aslında o da çok zeki biridir. Yaşadıkları karşısında Nasreddin Hoca gibi o da değişik karakterlere bürünür. Ve yine o da defalarca aynı fıkrayı dinlememize rağmen bizi güldürmeyi başarır.

Coğrafyamızın gülmece öğelerinin iki başkarakterini ele aldığı bu çalışmalarında Erol Altun, enine boyuna çalışmış. Daha önce hiç duyulmayan fıkraları bulup ortaya çıkarmış.

Mutluluğu yakalamanın zor olduğu bu zamanlarda, gülmenin de hem fiziksel hem ruhsal olarak bedene yararlarını göz önüne aldığımızda çocukları mutlu birer birey olarak yetiştirmek için daha fazla çaba sarf etmemiz gerekiyor. Mutlu olarak büyüsünler, mutluluğun tadını alsınlar ki mutlu kalabilmek için geleceklerine sahip çıksınlar.

Hayat kısa, sağlık önemli, kitaplarla yaşamak güzel!

*turkedebiyati.org

Mehmet Özçataloğlu – edebiyathaber.net (19 Mart 2018)