En son okuduğunuz kitabın adı nedir? İzlenimlerinizi öğrenebilir miyiz?
Bilmiyorum kaçıncı kez, Roland Barthes’ın “Bir Aşk Söyleminden Parçalar”ını ve eş zamanlı olarak da Banu Özyürek’in Everest’ten çıkan yeni öykü kitabı “Poz”u okudum. Kendi içine kapanıyormuş gibi yapıp katman katman açılan, kendinden desenli, güzel öykülerden oluşuyor, “Poz”. “Bir Aşk Söyleminden Parçalar” ise 18-19 yaşımdan bugüne en çok sevdiğim kitaplardan biri.
Son okuduğunuz kitapta, en beğendiğiniz cümle ya da alıntı nedir?
Bir Aşk Söyleminden Parçalar, Roland Barthes, Çev. Tahsin Yücel, Metis Yayınları.
“…sürdürülebilirliği nasıl değerlendirmeli? Sürdürülebilir olan neden İyi olsun? Sürmek neden yanmak’tan daha iyi olsun?” s.29
“Nesne fazla yankılanırsa bedenimde öyle bir gümbürtü yaratır ki, her türlü uğraşıyı bırakmak zorunda kalırım: yatağımın üzerine uzanırım, hiç karşı koymadan, “iç fırtına”yı akışına bırakırım; imgelerden boşalan Zen keşişinin tersine, imgelerin benliğimi doldurmasına ses çıkarmam, acılıklarını sonuna dek duyarım.
(…) Yatak (gündüz yatağı) İmgelik’in yeridir; masaysa, yeniden, hem de ne yapılırsa yapılsın, gerçek.” S. 183
Yeni bir kitaba başlamadan önce arkadaşınızdan mı tavsiye alırsınız, kitap eklerinden mi yararlanırsınız yoksa tamamen sezgilerinizle mi hareket edersiniz?
Öncelikli olarak yazara dair kendi bilgimle, tanımadığım ya da yeni bir yazarın kitabı söz konusu ise de merak ve sezgilerimle hareket ederim. Ama öbür kaynaklara da açığımdır. Bir kitap türlü yollardan ilgimi çekebilir ama sevip sevmeyeceğim, hakkında söylenenlerden çok onunla kurduğum ilişkiye bağlıdır, diyebilirim.
Keşke bu kitabı ben yazsaydım dediğiniz bir kitap var mı?
Çok sevdiğim kitaplar için derim. İyi eserlerin çoğu insanda bu hissi uyandırdıkları için de, iyidirler. Zirvenin aşılamazlığını değil, ferahlığı ve rüzgarı duyumsatır, üretme ve güzelliği çoğaltma hissi uyandırırlar. Çok var ama örnek vermem gerekirse Julian Barnes’ın hemen hemen bütün kitapları, özel olarak da “Seni Sevmiyorum” ve “Flaubert’in Papağanı” benim için böyledir.
Yazdıklarınızı ilk olarak ne zaman gün ışığına çıkardınız ve ilk kimlere okuttunuz?
‘Yazmaya’ başlar başlamaz yazmaya ve okutmaya başladım diyebilirim. Ailem, aile dostlarımız, değerli şair ve öğretmenim Muzaffer Kale ilk okuyanlar…
Belirli yazma alışkanlıklarınız var mı? Gürültülü bir yerde mi yoksa sessiz bir ortamda mı yazmaktan hoşlanırsınız?
Yazmaya başlarken, genellikle sessizliği tercih ederim. İlk konsantrasyon anlarında özellikle, çok uyumlu yazma eşlikçileri olan kediler hariç pek kimsenin ortalarda olmasına ve dış seslere dayanamam. Ama ilk saatlerden sonra çevreyle bağım gevşer, inşaat gürültüsüne bile tahammül edebilir hale gelirim. Dışarıda, dünyanın gürültüsü içinde olmayı tercih ettiğim zamanlar da oluyor, çok sık değilse de.
edebiyathaber.net (19 Nisan 2019)