ON8 tarafından yayımlanan Onlardan Biri‘nin yazarı Zoran Drvenkar, hayatını kendi ağzından bizlere bir öykü gibi anlatıyor. Avrupa edebiyatının bu yeni, genç ve özgün sesini dinlemek için lütfen buyurun.
Her şey, zamanında Yugoslavya adını taşıyan uzak bir ülkede başladı. Oğlan doğduğunda gün ağrıyordu. 19 Temmuz 1967, yaz ortasıydı ve doğduğum kentte kar diz boyuydu. Yaklaşık 15 dakika için. Sonra ben doğdum ve kar hiç yağmamışçasına kayboldu. Buna kimse anlam veremedi. Yaz ortasında bir kış çocuğu olmam böyle gerçekleşti. Adım, gün ağarırken doğan anlamına geliyor.
Üç yaşındayken annemle babam ülkeyi terk etme kararı aldılar. Almanya’da her şeyin daha iyi olduğunu sanıyorlardı. Öyleydi de. Kız kardeşlerim ve benim için. Okula gidiyorduk, serpilip büyüyorduk ve Philippistraße’de, yani Berlin’in en inanılmaz sokağında oturuyorduk. Orada her şey vardı. Bodrumda saklanan zırdeliler ve devasa küvetler gibi yere gömülü futbol alanları. Hava kararıncaya kadar sokakta kalan oğlanlar ve gizlice öpülen kızlar. Bunlar annemle babamı fazlaca ilgilendirmiyordu, ama biz çocuklar mutluluktan neredeyse çatlıyorduk. Her şey harika, gürültülü ve esrarengizdi, bazen de sessiz, ıssız ve hüzünlü, ama bunun da bir zararı yoktu, çünkü çok geçmeden her şeyin yine harika olacağını biliyorduk.
Beş yaşındayken bir sonraki mucize gerçekleşti. Okumayı öğrendim. Dokuz yaşındayken fena halde âşıktım. On üç yaşındayken ilk şiirimi yazdım ve artık mucizelerin peş peşe geleceğinden emindim. Geldiler de. Okul hayatımı batırdım ki bu büyük bir mucizeydi, benim kadar salakça davranan başkası yoktu. 7. ve 10. sınıfta çaktım, liseden mezun olmayı da başaramadım. İyi olduğum yalnızca üç şey vardı. Kitap okumak, müzik dinlemek ve film seyretmek. Yazmayı henüz öğreniyordum, iyi değildim daha bu konuda.
Sonra en büyük mucize gerçekleşti. 22 yaşındaydım ve henüz kim olduğumdan emin değildim, derken Gregor’la karşılaştım. Gregor bana, “Paramızı birleştireceğiz, sen yazmaya başlayacaksın, sonra da ünlü olacaksın, bense o zamana kadar taksicilikle geçimimizi sağlayacağım, nasıl fikir sence?” dedi. Bence çok güzel fikirdi. Aradan dokuz yıl geçti. Sonra ilk kitabım yayımlandı ve Gregor taksiciliği bıraktı. Çok iyi dosttuk, hâlâ da öyleyiz.
Temmuzda kar yağdığına bir daha hiç şahit olmadım. Annemle babam çoktan Berlin’den taşındılar, ben de artık orada yaşamıyorum, ama yaşam hâlâ harika, bazen de sessiz ve hüzünlü, buna karşılık neredeyse her gün küçük mucizeler yağıyor, bense dışarda durup onlardan bazılarını yakalamaya çalışıyorum. Hayatım böyle. Ve zamanında Yugoslavya adını taşıyan uzak bir ülkede başladı.
Zoran Drvenkar
1967’de Hırvatistan’da doğan Zoran Drvenkar üç yaşında, ailesiyle Berlin’e taşındı. İlk şiirini 13 yaşında yazdı; 20’lerinin başında edebiyat bursu kazandı. Drvenkar, hem çocuklar, hem gençler, hem de yetişkinler için yazıyor; bazı kitapları filme ve tiyatro oyununa uyarlandı. 2003’te yayımlanan psikolojik gerilim romanı Du bist zu Schnell (Çok Hızlısın) filme alınıyor.
Touch the Flame (Aleve Dokun, 2003), Yugoslavian Gigolo (Yugoslav Jigolo, 2005) ve Im Regen stehen(Yağmurda Durmak, 2007) gibi gençlik romanlarının bazılarında Yugoslavya’nın parçalanması, Almanya’da altkültürler ve gençlerin cinsellik ve şiddet yüklü yaşamlarını ele alan Drvenkar’ın Sorry (Sorry – Bir Özür Dileme Projesi) adlı gerilim romanı da Türkçe’ye çevrildi (2010).
2002’de yazdığı ve Alman sokak çetelerini anlattığı Onlardan Biri (Cengiz & Locke) tiyatro oyununa uyarlandı; 2002 LUCHS 183 Ödülü’nü, Hansjörg Martin Polisiye Kitap Festivali Ödülü’nü ve Hans-im Glück Gençlik Edebiyatı Ödülü’nü aldı. Çocuk kitaplarıyla da çeşitli ödüller alan Drvenkar, 1999’da Niemand so stark wie wir (Kimse Bizim Kadar Güçlü Değil) kitabıyla Oldenburg Çocuk Edebiyatı Ödülü’nü, 2002’de Soğuktan Korkmayan Tek Kuş (Der einzige Vogel, der die Kälte nicht fürchtet) ile Kuzey Ren-Vestfalya Çocuk Edebiyatı Ödülü’nü aldı.
2005’te, takma ad kullanarak (Victor Caspak & Yves Lanois) yazdığı Die Kurzhosengang (Kısa Pantolonlular Çetesi), Avrupa’nın en saygın ödüllerinden sayılan Alman Çocuk Edebiyatı Ödülü’nü kazandı. Berlin’de yaşayan yazarın son romanı DU (SEN, 2010).
Kaynak: on8kitap.com (31 Mayıs 2012)