Modernizm, totalitarizm ve postmodernizm üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan 91 yaşındaki Polonyalı sosyolog ve felsefeci Zygmunt Bauman hayatını kaybetti.
Bauman’ın eşi Aleksandra Jasinska-Kania, Bauman’ın ölümünü duyurmak için ünlü düşünürün “akışkan modernite” kavramına atıfta bulunarak, “akışkan sonsuzluğa gitti” ifadesini kullandığı belirtildi.
1925 Polonya doğumlu Bauman, Varşova Üniversitesi’nde önce sosyoloji öğrenimi görmüş, sosyolojinin “burjuva” bilimi ilan edilmesinden sonra da felsefe okumuştu. 1954-1968 yılları arasında aynı üniversitede dersler verdi. Socjologia na co dzie (Gündelik Hayat İçin Sosyoloji, 1964) kitabıyla geniş bir okur kitlesine ulaştı. Başlangıçta ortodoks Marksizm çizgisine bağlı kaldıysa da özellikle Gramsci ve Simmel’in etkisiyle Polonya’daki komünist yönetim karşısında eleştirel bir tutum aldı. Komünist partinin öncülük ettiği antisemitik bir kampanya yüzünden ülkesini terk etmek zorunda kaldı.
Bauman şimdiye kadar yayımlanmış 57 kitabı ve yüzlerce makalesinde modernlik, postmodernlik, tüketim kültürü, küreselleşme, entelektüellerin değişen konumu, siyasetin olanaklılığı ve ahlak başta olmak üzere bir dizi temel temayı incelemişti. Soykırımın ancak modern toplumda mümkün olduğunu ileri süren Modernite ve Holokaust (1989) kitabı birçok dile çevrildikten sonra dünya çapında tanınmıştı. Bauman kültür ve iktidarın çözümlemesine özel önem vermiş ve bu çerçevede toplum, ideolojiler, milli kimlikler, devlet, ahlaki seçim, modernizm ve postmodernizm konularını ele alarak sosyolojiye yeni bir soluk getirmişti.
“Holokost’u düşünebilir kılan modern uygarlığın rasyonel dünyasıydı.” değerlendirmesinde bulunan Bauman, 1990’larda geliştirdiği “akışkan modernite” kavramıyla çağdaş dünyada köksüz ve öngörülebilir herhangi bir çerçeveden yoksun bırakılan bireyleri tanımladı.
Postmodern Etik, Sosyolojik Düşünmek, Küreselleşme, Modernlik ve Müphemlik, Bireyselleşmiş Toplum kitaplarıyla tanınan Bauman, 1989’da Amalfi ödülü, 1998’de Theodor Adorno Ödülü aldı.
edebiyathaber.net (10 Ocak 2017)